SAMET AYBABA İLE GÖRÜŞME!
A Ulusal Grup’ta teknik yönetici Stefan Kuntz’un geleceği sorgulanırken Milliyet müelliflerinden Ercan İtimat, TFF Lideri Mehmet Büyükekşi’nin görüştüğü teknik adamı köşesine taşıdı.
Ercan İnanç’ın yazısı şu biçimde;
“Henüz Faroe Adaları’nda nakavt olmamış, Lüksemburg’dan yediğimiz kroşe ile sersem sepelek dolaşırken vahim gidişi gören Futbol Federasyonu Lideri Mehmet Büyükekşi yeni teknik yönetici arayışlarına başlamış ve Samet Aybaba ile 1,5 saatlik bir görüşme yapmış.
Dedikodu değil, açık kaynak… Usta gazeteci Gürel Yurttaş duyum almış, Samet Aybaba’ya teyit ettirmiş. “Evet” demiş Aybaba, “Türk futbolu ve ulusal ekip hakkında konuştuk başkanla”… Pazar günü köşesinde yazdı Yurttaş. Perşembenin gelişi çarşambadan belirli ya… Büyükekşi-Aybaba görüşmesinden birkaç gün sonra, yani pazar gecesi üstüne bir de Faroe Adaları rezaleti eklendi. A Ulusal Kadro, Kuzey Atlantik’te sulara gömüldü. Maç bitti, TFF Ulusal Grup Sorumlusu Hamit Altıntop TRT canlı yayın grubunun yanına damladı ve masaya elini vura vura “Çatlasanız da patlasanız da yola Kuntz’la devam edeceğiz” dedi mealen!
Haydi vatandaşa karşı bu cüretkarlığı bir kenara koyun, Lider hoca arıyor, ulusal ekip sorumlusu neredeyse ona da ayar veriyor. Tuhaf mı? Daha tuhafı var: “Faroe Adaları 2 – Türkiye 1”. Harbiden (bu tabir Hamit Bey’e aittir) sert yaptı sayın Altıntop. Şenol Güneş vaktinde da UEFA C Ligi’ne düşmüşüz mesela… Kuntz ile birlikte çekip çıkarmışlar bizi oradan. Planlar, projeler, vatan, millet, eğitim, alt yapı… Bir orta “canlı yayında İstiklal Marşı okur mu acaba” diye düşünmedim değil! Bize karşın çabalıyorlarmış demek ki. Futbolcu kardeşlerimizin durumunu düşüneceğimize ortaya hoca isimleri atıp karmaşa yaratıyormuşuz falan.
Ekranın altında nal üzere “Faroe Adaları 2 – Türkiye 1” yazmasa ikna olacağız harbiden! Yahu o futbolcu kardeşlerimiz değil mi işlerini yapamayan, koşmayan, tekmeye ayağını sokmayan? Üzülsünler tabi. Sayın Kuntz’a gelince… Gözleri dolu dolu bizi ne kadar sevdiğini, olaya iş ahlakının bile üstünde sevgi ile yaklaştığını falan anlatıp TV eleştirmenliğine geçiyor ne alakası varsa. Yanlışlar, palavralar doluymuş spor ekranları. Buna “boğuntuya getirmek” derler argoda.
O yüzden mi yenildik seksen basamak altımızdaki ekibe? Hayır; Türk futbolunun gerçeği buymuş! Hoca değişse de değişmezmiş. Hem hatalı hem güçlü dedikleri bu galiba! Bir de “futbolcularımı şikayet etmem” şövalyeliği yok mu?.. Haydi canım oradan! Soruyor gazeteci; “İlk on birimiz olmayınca yenildik diyorsunuz. Meğer 30-40 kişilik bir futbolcu havuzu var ulusal takımın”. Cevap; “Öyle değilmiş demek ki”! Yani, temel ekipten sonra gelenler “İbiş” güya. “Efendi” kim belirli. Bu mudur futbolcuları korumak?
Artık ortada şöyle bir durum var: Futbolcular çok üzgün onlara dokunmayın. Stefan Kuntz canla başla çalışıyor, ona ilişmeyin. Hamit Altıntop, Türk futbolunu kurtarmanın eşiğinde sakın eleştirmeyin. İtaat edin. Kapatın defteri. Önünüze bakın. Madem çocuk yerine koyuyorsunuz “uf oldu, geçti” deyin bari. Yahu biz ezildik, büzüldük, utandık ulusal grubu izlerken. Hamit Beyefendi bir de masaya vuruyor başımıza vurur üzere. İnsanları soğutuyorsunuz ulusal gruptan, sonra da marka kıymetinden falan bahsediyorsunuz.
